Öyle bir 90 Dakika yaşadık ki; aslında
yaşamadık.
Koskoca 90 Dakika içerisinde, bir tane
pozisyonda heyecan yaptım diyemiyorum maalesef; ve bu, güya “Dünya Derbisi”.
Ne
Galatasaray’ın ayağa kaldıran bir atağı var, ne de Fenerbahçe’nin yüreğimizi
ağızımıza getiren bir pozisyonu.
Maç bir futbol maçı gibi değil, bir denge
oyunu gibi oynandı. Her iki taraf ta
büyük riskler almadı. Her iki taraf ta
çok olağanüstü hatalar yapmadı. Her iki
taraf ta büyük yeteneklerini kullanıp kilidi açmaya yönelmedi.
Kızgınım. Bu mudur büyük derbi? Yapmayın gözünüzü
seveyim.
Galatasaray da, Fenerbahçe de dönem dönem sazı
ellerine aldılar ama her iki takım da ceza sahası içi ve civarında, topa
çerçeveyi bulduracak hiçbir hareketi beceremediler.
Lig başladı başlayalı 6. hafta maçlarını
oynuyoruz. Altı hafta içinde futbol konuşamadık pek fazla.
Konuşulan konular; cezalar. Konuşulan konular; karşılıklı söylenen
laflar. Konuşulan konular; hakemler. Konuşulan konular; Yönetimler,
Yöneticiler.
Çok iddialıyım; Biz bu ülkede tekrar futbol konuşmaya başlayıncaya kadar ülke puanımız
iyice düşer ve bırakın Şampiyonlar Ligine direkt takım sokmayı, Ligi Şampiyon
bitiren takımımız 2 ön eleme turu oynamak zorunda kalır.
Ben bir futbolsever olarak Türkiye “Süper”
Liginde oynanan, güya “Süper” futboldan hiç haz almıyorum. Hele ve hele yılın en önemli karşılaşması bu
ise, ve bu karşılaşma böyle kısır oynanıyorsa.
Geçmiş olsun, hoş geldin
80ler. Hatta çok pahalı bir 80ler. O zamanlar oynanan kısır ve zevksiz futbol en
azından ücreti daha makul Türk oyuncular ile oynanıyordu. Bugün hiç tat vermeyen bir futbol için
futbolculara Milyon Dolarlar veriliyor!
Ha,
biraz Galatasaray’dan bahsedecek olursak:
Son dönemlerin en çok ses getiren transferini
yapmışsın. Son yılların en önemli
golcülerinden birini almışsın; harika.. Fakat ben size sorarım, Falcao adam
akıllı paslar almadığı sürece, kendisinden beklenen golleri nasıl atacak?
Galatasaray
Futbol Takımının, saha içinde Lider’i, Şef’i yok!
Belhanda kıpırdatıyor takımı ama yetersiz. Feghouli bu sene bir türlü daha vasat’ın
üzerine çıkamadı. Aslında geçen sene
kazanılan Şampiyonluğa bakarsanız, bu iki futbolcunun 1 Beyin oluşturması ile
iyi oynadık. Denklem basit:
1 Hagi
= 1 Sneijder = 1 Tugay Kerimoğlu = 1
Selçuk İnan = 1 Belhanda + 1 Feghouli
Takımı kim saha içinden yönlendirecek? Forvetleri kim besleyecek? Topu açmak için
kim boş kanat’a topu atacak? Yarım Belhanda ve Yarım Feghouli. Onlar da o gün optimum yarım hallerinde
iseler.
Ben geçen sene, bir çok kişinin kızmasına
rağmen sırf bu yüzden Selçuk İnan diye bas bas bağırdım. Selçuk’un futbol bilgisi, futbol gözü ne
Feghouli’de var, ne Belhanda’da.. İkisi de kötü oyuncu değil ama ikisi de ancak
diğeri iyi ise katkıda bulunuyor.
Sorumluluk almıyorlar yeterince.
Galatasaray
ve Fatih hoca şapkayı önüne koyacak; saha içinde oyunu doğru okuyabilen her kim
olacaksa oraya onu monte edecek. Selçuk
İnan mı olur? Yunus Akgün mü olur? Sakatlıktan dönecek olan Emre Akbaba mı
olur? Ama bu
olmak zorunda, yoksa biz Galatasaray’dan aynı kısır futbolu izlemeye mahkum
oluruz.
Bu futbolla Şampiyonlar Liginde yaşamamız
ihtimal olan hüzünlerden bahsetmiyorum bile.
Orta Sahası bu kadar yavaşken, Orta Sahası bu
kadar yavaş ve aşırı düşünerek oyun kurarken işler çok ama çok zor. Kalende
Muslera var, Muazzam. Forvetinde Falcao var, Muazzam. Ama aradaki oyunu koordine edemiyorsun.
Bugün bir de saçma bir huy oldu
Galatasaraylılarda, kendilerini yere çabuk bırakmak, faul almaya çalışmak. Bu da takımın yavaş oynuyor olmasından
kaynaklanıyor. Sevmedim bunu hiç.
Maçta
hiç mi olumlu bir şey yok?
1 – Falcao’nun
ofsayttan attığı ve doğal olarak sayılmayan harika gol. Doğru beslendiği takdirde neler
yapabileceğinin göstergesi.
2 – Fenerbahçe’nin kalecisi Altay kendisini geliştirmeye devam
ederse, genç yaşta Fenerbahçe gibi bir takımın kalesini tamamen devralır. Çok potansiyelli. Oyunu iyi okuyor ve timing’leri harika.
3- Fenerbahçeli Kruse’nin Türk Milli Marşına eşlik etmesi. Bu akşam alkış hakkeden tek hareket.
Yoksa
maçta başka hiçbir numara yoktu. Koca bir Kayıp 90 Dakika. “Lost” dizisini izleyenler hatırlar, Ben
Linus bir çark çevirir ve ada olduğu yerden kaybolur. Sanki hiç var olmamış gibi. Hah işte, aynen
benim bu 90+6 dakika’da yaşadığım gibi; hayatımda
hiç var olmamış gibi bir 96 dakika.
YORUMLAR