Geçen hafta Beşiktaş maçı biterken tribündeki arkadaşlar sayın başkan Ali Koç’a takıma müdahale etmesi konusunda ricada bulunuyorlar. Başkan Ayew’e verilmeyen penaltı ve Tolgay’a es geçilen kırmızı kartı kast ederek ‘’ Çok insafsızsınız, Beşiktaş’ı ezdik’’ diye sitem ediyor. Haklıdır, haksızdır ama bence kameralar önünde doğru tepki veriyor. Fakat kapalı kapılar arkasında işler artık değişmeli çünkü bu taraftarın sinirleri çelikten değil. Bu vasatlaşmaya artık kimsenin sabrı kalmadı.
Nisan Şampiyonu Ekim’de havlu atıyor
Çok değil bundan 5 sene önce Fenerbahçe Nisan ayında şampiyon oldu.
Maalesef o günden bugüne kulüpte vasatlaşma tüm hızıyla sürüyor
O takımın hocası tamamen saha dışı sebeplerle kulüpten koparıldı.
Arkasından yardımcı hocası göreve geldi. Takım, taraftarı tatmin etmeyen bir kimliğe bürünse de yıllardır çözülemeyen kurşunlanma olayı sebebiyle ligi ikinci bitirerek ilk geri adımı attı.
Ertesi yıl Avrupa’nın vasat hocalarından biri takımın başına getirildi ve yine kaosla geçen bir sezon sonunda takım ikincilikte bir kez daha demirledi. Sonraki yıl görece deneyimli Advocaat’la birlikte oyun ve kadro anlamında vasatlaşma hız kazandı ve sonuç kötüleşti.
Geçtiğimiz yılsa taraftarın yarısının sevgilisi bir hoca takımın başındayken Fenerbahçe son maçta Göztepe’nin atacağı gol ve gollere muhtaç şekilde yine şampiyonluğu kaybetti.
Sayın Koç son saniyede atamadığı golle şampiyonluk kaybeden dominant takımından, son maçta Göztepe’nin atacağı golü bekleyen pasif takıma dönüşmeyi vasatlaşma olarak görmüş olacak ki bu sezona farklı bir hoca ile başladı. Ama henüz Ekim ayında şampiyonluğu mucizeye bıraktı.
Ligi okuyamayan hoca
Görünen o ki yeni hoca da şimdilik Avrupa’nın vasatları arasında. Hollanda Ligi’ni bildiği kadar Türkiye Ligi’ni bilmiyor. Ligin dibine demir atmış Rizespor, kalesindeki son 2 golü kendi sol kanadından yemişken o kanatta hala Aatıf veya Ayew’in delici işler yapmasını sağlayamıyor. Geçen haftanın en kötüsü Mehmet Topal’ı yine ilk 11 başlatıp Elif’i kenarda oturtuyor. İlk devre 3-0 mağlupken sadece Frey’i oyuna alıp verimsiz orta sahasına müdahele etmiyor.
Maç öncesi tek korkum Rizespor’un Fenerbahçe’den yegane üstün yanı olan maç başı kaleyi bulan şut ortalamasının(+0,8) iyi oynayan bir Fenerbahçe’yi şans golüyle moralsizliğe itmesiydi. Çok yanılmışım zira Fenerbahçe iyi oynamazken, Rize sadece kontratakla 2 gol bularak maçı erkenden bitirdi. 3. golü anlatmaya bile gerek yok. Fenerbahçe bence bu vasat hoca ve yarısı vasat kadrosuyla hiçbir maçı şanssızlıktan maç kaybetmez. Bilin ki şanssız goller yese bile iki katını yiyecek vasatlıkta bir defans kurgusu var. 2 önlibero oynayıp üstüne defansa yardım ediyor diye Aatıf’la maça başlayan ve yine bu kadar pozisyon veren bir teknik direktör ise hiç kuşkusuz geçen seneki sıkıcı oynatan ama sonuca giden selefinden başarısızdır. Keza geçen seneki kadroya göre çok daha yetenekli Slimani, Ayew, Benzia ileri üçlüsü eldeyken bu kadar az gol atılması hatta pozisyona girilmesi de Cocu’nun oyunun hücum yönünde de defansif zafiyetlerini aratmadığının kanıtıdır. Yine altını çizelim Fenerbahçe rakibe göre oynamaz kendi topunu oynar diyenler de ortada oynana düzenli bir top veya sistem olmadığını ikinci yarıdaki müdahaleler sonrasında atılan 0 golden anlayabilirler. Yani ne rakibe ne kendi sistemine göre iyi oynayabilen bir Fenerbahçe yok ortada.
Vedalaşma vakti
Cocu iyi insandır, yakışıklıdır, efendidir, çok iyi bir kariyeri vardır. Ama geçtiğimiz 7 hafta ve 10 resmi maçta bu kulübün çapında olmadığını hatta bu lig için bile oldukça vasat bir teknik direktör olduğunu defalarca göstermiştir. Kalan haftalarda takımın başında kalırsa futbolun 3 sonucunda da bolca alacaktır. İkinci devre sistemi oturacağı için belki ligi ilk 5 içerisinde bitirip seneye umut verecektir ama asla büyük Fenerbahçe taraftarının arzuladığı ve hak ettiği Avrupa’yı titreten futbolu oynatamayacaktır.
Bu yüzden sayın başkan, geç olmadan kalbinin sesini dinleyip, gereğini yapmalı. Çünkü Fenerbahçe vasatlara insaf edemeyecek kadar büyük bir kulüptür.
Hepinize iyi haftalar dilerim.
YORUMLAR