EROL TOKSOY

EROL TOKSOY


Deplasmanda sihirbaz gerekir

03 Kasım 2019 - 22:17

 Daha önceki yazılarımızı okuyanlar bu Fenerbahçe’nin, Ersun Yanal’ın Nisan’da şampiyon yaptığı 2014 Fenerbahçe kadar güçlü olmadığını belirttiğimizi hatırlayacaklar. Elbette tüm bazı kalite eksiklerine rağmen bu kadronun geçen seneki kadrodan da ne kadar üstün olduğunu defalarca dile getirdik. Dolayısıyla elimizde ne geçen seneki kadar kırılgan ne de ligi Nisan’da bitirebilecek kadar donanımlı bir Fenerbahçe var. Bugün 5-1’lik Konyaspor galibiyeti sonrası lig sonuncusu Kayserispor’a kaptırılan 3 puan bir anlamda yukarıdaki analizin sahaya yansıyan yüzü. 

Yaratıcılık yok telaş var

Önce futbol mantalitesi olarak Fenerbahçe’nin nerede durduğunu iyi anlamak lazım. Sarı-Lacivertliler ligin hücum anlamında en yüksek istatistiklerine sahip olsa da kapanan takımlara karşı hele ki bu maça özel olarak bilenmiş, motive olmuş ekstra sert bir oyun anlayışına karşı öldürücü neşter darbesini vuracak gününde değildi. 5-1’lik zafer sonrası ‘’Ozan Kruse’yi keser mi?’’ tartışmasına girenler bugün Kruse olmadığında ileri 4’lünün ne kadar zor adam eksilttiğini ve direkten dönen 2 dış şut haricinde kaleye gitmede ne kadar zorlandığını görmüştür. Skor dezavantajıyla girilen son 25 dakikada yaratıcılık beklenen ayaklar panik halinde doldur boşalta yönelince, Kruse gibi tek bilek hareketiyle adam eksilten ve her saniye soğukkanlı bir şekilde takım arkadaşlarını pozisyona sokabilen bir virtüözün değeri bir kez daha anlaşıldı bence. Gol sonrası bölümde yapılan hamleler de Kruse etkisi göstermedi. Gerek Deniz gerek Mevlüt gerekse Tolga dinamizm dışında ekstra bir hücum opsiyonu getiremedikleri için son 20 dakikada topu maksimum kullanan Fenerbahçe gole ulaşan takım olmayı başaramadı. 

Gençlik hataları ve kondisyon 

Olayın savunma boyutuna gelince, kısa takım boyu ile oynayan Yanal ekipleri geride çokça açık alan bıraktıkları için elbette her rakibe karşı skor dezavantajıyla karşılaşabiliyorlar. Gol de bu yüzden yendi. Ama bu cesur bir felsefe ve uzun vadede yediğinizden çok atacağınız için bu konuda hocayı eleştirmek bence manasız. Öte yandan gerek hafta içi oynanan kupa maçı gerekse son lig maçlarında Altay’ın kısa pas yaparken hatalı kullandığı topların Fenerbahçe kalesine pozisyon olarak dönmesine şaşırmamak lazım. Oyunu kaleden kısa paslarla başlatan pek çok Avrupa ekibi var, kontrolü elde tutmak ve tempoyu belirlemek adına bu da modern futbolun gereklerinden biri. Ama bu sistemde başarılı olmak için hem çok hareketli orta sahalar hem de birbiriyle uzun süredir oynayan ahenkli kadrolar gerekiyor. Altay yaşı sebebiyle bazı pozisyonlarda orta mesafe yerine kısa mesafe deneyip rakibe pozisyon yaratıyor olabilir ama deneyimi arttıkça bu topları daha verimli kullanacağı kesin. Bugün asıl dikkatimi çeken eksiklik gerek golde gerekse ilk yarıda bir kaç pozisyonda rakip oyuncuların 40-50 metre gibi mesafeleri Fenerbahçe defansına veya orta sahasına temas etmeden rahat geçişleri oldu. Bu anlamdan gerek merkez ortasahalar gerekse stoperlerin hız ve kondisyon problemi dikkat çekiciydi. 

Kadıköy’de işler açılır 

Kayserispor gerek hoca değişimi gerek takıma yapılan ödemelerle zaten maça ekstra motive başlamışken direkten dönen 2 top ve Fenerbahçe adına verilmeyen 2 penaltı da bugün mağlubiyete mazeret olabilecek detaylar. Elbette Ersun Yanal bu maçtan da dersler çıkarıp özellikle gol sonrasındaki panik ve verimsiz atakların yerine her koşulda daha organize hücum eden bir Fenerbahçe için gerekli önlemleri almalı. Ama inanıyorum ki Kadıköy’de bu oyun anlayışıyla rakip kim olursa olsun, nasıl oynarsa oynasın 3 puan çok daha kolay gelecektir.

Yarına umutla bakmaya devam ederken hepinize iyi haftalar dilerim.

YORUMLAR

  • 0 Yorum