Hafta içinde Giresun’da alınan bol gollü tur ve bir önceki hafta Erzurumspor karşısında son dakikada kaybedilen galibiyet, Fenerbahçe taraftarlarının Ersun Yanal tezahüratlarını haklı çıkarır nitelikteydi. Ama bugün Antalya’da keyifsiz bir ilk yarı ve alışıldık bir finale şahit olduk. Ersun Yanal’ın kendi felsefesini yavaş yavaş takıma aşılamaya başladığını ama bunun akan oyuna dönüşmesinin zaman alacağını gördük.
4-1-4-1 defansif Antalya
Maçın ilk
devresinde iki takımın da belini büken eksikliklerin oyun anlayışını ve seyir
zevkini nasıl etkilediğini gördük. Zaten topa az sahip olup kontratak futbolunu
benimseyen Antalyaspor, başta Diego olmak üzere ana kadrosundaki eksiklikleri
genç ve tecrübesiz oyuncularla telafi etmeye çalışırken iyice defansif bir
takıma dönüştü. Ev sahibi takım, Serdar Özkan liderliğinde şekillenen kontra
atak anlayışıyla saman alevi hücumlar dışında Fenerbahçe kalesine yaklaşamadı
bile.
Valbuena'sız üretemeyen Fenerbahçe
Fenerbahçe ise uzun süredir cezası devam eden orta alandaki en sağlam halkası Jailson ve takımın hücum lideri Valbuena’nın yokluğunda yine eski günlerdeki gibi verimsiz oynadı. Tıpkı Antalyaspor gibi sahaya 4-1-4-1 düzeniyle çıkan Sarı-Lacivertliler, oyunu rakip alana yıksalar da aradıkları golü bulamadılar. Bu devrede, Soldado’nun maç başında kullandığı erken şut tercihi ve Elif’in zorlama röveşata denemesi dışında Fenerbahçe rakibine varlığını hissettiremedi.
Valbuena’nın yokluğunda
sol önde Benzia ve Elif dönüşümlü oynarken yerlerini yadırgadılar. Organizasyon
ve liderlik anlamında ise ne Benzia ve Mehmet Ekici ne de diğer kanatta oynayan
Ayew, Valbuena kadar yaratıcı ve etkin olamadılar.
Hamleler de golü getirmedi
İkinci yarıda, Fenerbahçe için olası bir Slimani hamlesiyle, hücumu zenginleştirmek, rakip ceza sahası içinde kalabalıklaşmak, bir çözüm olabilirdi. Ersun Yanal bunun yerine ikinci yarıya aynı ilk 11 ama daha agresif bir tempoyla başladı. Mehmet Ekici, sahanın farklı yerlerinde topla buluşarak hücum girişimlerini başlatmak için daha çok sorumluluk aldı. Benzia, sol kanatta Hasan Ali ile beraber çizgiye inmek yerine, içeri kat ederek Antalyaspor ceza sahasını karıştırmayı denedi.
70. dakikaya kadar gol gelmeyince, Ersun Yanal Soldado-Slimani
değişikliğine giderek en öndeki oyuncusunu daha dirisiyle değiştirdi.
Maçı bitiren Neustader
75. dakikada ise kontratak takımlarının en büyük avantajlarından biri olan rakibi eksiltme özelliği devreye girdi. İlk yarıdan sarı kartı olan Roman, Serdar Özkan’ı gereksiz düşürüp takımını eksiltti. Bunun üzerine Mehmet Topal stopere geçerek orta sahayı Elif, Ekici ikilisine emanet etti. Kalan dakikalarda Fenerbahçe eksik olsa bile rakibini kendi sahasına hapsetmeye ve golü düşünmeye devam etti. Ama her geçen dakika oyundan düşmeye ve hücum etkinliğini yitirmeye devam etti. Burada elbette Ersun Yanal’ın elindeki kadro malzemesinin zayıflığı ve oyuncuların mental gücünün hala istenen seviyede olmayışı önemli rol oynadı.
Yine de Ersun Yanal 3 maç üst üste yenilmeyerek taraftara bir nebze moral aşıladı.
İkinci devre taşların yerine oturacağına ve Fenerbahçe’nin Ersun Yanal
yönetiminde yapılacak 2-3 transferle 30-35 puan toplayabileceğine inanıyorum.
Herkese iyi haftalar dilerim
YORUMLAR