E.MURAT YIĞCI

E.MURAT YIĞCI


Trabzonspor'un 500 bin liralık sorusu

24 Mart 2017 - 11:23

Sezonun ilk yazısında 3 soru sormuştuk Trabzonspor camiasına: (1) Bir sezon önce performansıyla yerlerde sürünen bir takım kaç transfer yaptıktan sonra korkulan bir takım olur? (2) Ne kadar zaman sonra iyi top oynar? Daha da önemlisi (3) ne kadar zaman sonra şampiyonluk kovalamaya başlar? İlk iki sorunun yanıtını çok kısa sürede verdi bordo mavililer. 3-4 ayda. İlk devre geçen yılki performansını aratmayan Trabzonspor, (16 maç, 5 galibiyet), ikinci yarısının ilk 9 maçında 7 galibiyet, 2 beraberlikle adeta kariyer rekoru kırdı; geçmiş başarılı dönemlerini hatırlattı. “Düşer mi, yok yok, düşmez, bir sürü kötü  takım var” diye yorumlanan bordo mavililer, 5. sıraya kadar tırmanıp Avrupa Kupaları’na katılma hedefine kitlendi. İlginçtir, ilk yarıda gol yemeden duramayan Trabzonspor, ikinci yarıda sadece 3 gol gördü kalesinde. İyi de, ne oldu da Trabzonspor nihayet taraftarının yüzünü güldürmeye başladı. Çok değil, 3-4 ay önce yazdıklarımıza ve sonrasındaki gelişmelere bir göz atalım isterseniz: “Kazanamamaktan değil, kaybetmekten söz ediyoruz burada. Trabzonspor gol atamıyor ama gol yemeden de bitiremiyor çıktığı karşılaşmaları” demişiz örneğin ve bir takımın önce kaybetmemeyi öğrenmesi geriktiğini iddia etmişiz. Trabzonspor aşmış bu sorunu… “Ersun Yanal, eğer takımın başında kalmak istiyorsa, takımını iyi tanımalı. Elindeki kadroyla modern futbol dendiğinde akla gelen, hepimizin hayali “toplu hücüm, toplu defans yapmayı öğren; rakip alanda baskı kur, kaptığın topla gole git” taktiğini uygulayamaz” demişiz. Tecrübeli teknik adam, bu sorunu da devre arası transferlerle çözmüş. Defansa yapılan iki takviye, orta sahayı rahatlatmış, Olcay transferiyle güçlenen orta saha nihayet oyun kurmaya başlamış. İlk yarıda 2-0 kaybedilen Beşiktaş maçı sonrasında, Trabzonspor’un kaybetmediğini iddia edip, “Futbolda kazananlar ve mücadele edenler vardır. Trabzonspor dün mücadele eden taraf oldu. Belki de sezon başından beri ilk kez adına, formasına yakışır futbol oynadı” demişiz ve eklemişiz: “Hala tam olarak hazır değiller, ama özgüvenli oynamaya devam ederlerse, daha üst sıralara demir atabilirler.” Şaşırtmış hepimizi bordo mavililer. “Ne olmuş ki bu takıma devre arasında. J Şöyle özetleyebiliriz belki: Takıma inanılmaz hızlı adapte olan yeni transferlerin katkılarıyla, Ersun Yanal artık en sorunlu mevkileri düşünmek yerine, takımı nasıl daha iyi oynatırım sorusuna odaklanacak gibi görünüyor. Tabii ki pembe tablo çizmek için erken ama özellikle iki bek transferi bordo mavilileri rahat ettirecek gibi görünüyor” demişiz. En büyük hayalimizi açıklamışız sonrasında: “Acaba diyorum; bordo mavililer, gençlere biraz daha şans tanısa, gelecek yılın takımına biraz yatırım yapsa, gelecek yıl takım kadrosunun 2 katı kadar transfer yapmak yerine, lig sonuna kadar oturacak takıma; bir, iki, üç, dört iyi takviyeyle gelecek yıl zirveye oynamanın planlarını şimdiden yapmaya mı başlasa?” Altyapıdan gelecek futbolcuların bir takım için ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getiren biri olarak, Ersun Yanal’ın Yusuf Yazıcı ve Yusuf Erdoğan’a verdiği desteğin altını çizip, elimizden geldiğince desteklemeye çalışmışız. “Yanal’ın iki Yusuf’un (Yazıcı ve Erdoğan) beraber oynatacağı bir taktik geliştirdiğini hayal edin. Daha ne olsun... Bir de bakarsınız ki, Trabzonspor ilk 8 için mücadele eden bir takıma dönüşmüş...” Evet, sezonun ilk yazısında 3 soru sormuştuk Trabzonspor camiasına. Bordo mavililer bu soruların ilk ikisine yanıt verdi; kim bilir, belki son sorunun yanıtını da gelecek yıl alabiliriz. Gelecek yılın şampiyonluğunu şimdiden konuşmaya başlamak tabii ki anlamsız. Gerçekçi olmak gerekirse gelecek yıl şampiyonluk hedefi kolay da olmayacaktır. Ama “En uzun yolculuklar bile, tek bir adımla başlar” demiş Lao Tzu; hedef, önce şampiyonluk mücadelesine dahil olmak, sonra şampiyon olmak, diye düşünüyorum... Hesapları gelecek yıl zirveye, ilk 3’e göre yapmak, belki bir sonraki yıllarda o çok özlenen şampiyonluğu getirebilir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum