Vitor Pereira'ya açık mektup..

Sevgili Hocam,

Sizinle en son 2015 Kasımı'nın sonlarında Molde deplasmanında, Kuzey Işıkları'nın altında bir basın toplantısında konuşmuştuk.. Kadıköy'de Molde'ye 3-1 yenilerek başladığınız Avrupa Ligi maçlarının en kritik maçlarından birine çıkacaktınız.. Eksikleriniz vardı..

Soljskaer yönetimindeki rakip formdaydı.. Maç suni çimde ve yoğun yağış altında oynanacaktı.. Hava buz gibiydi.. Fenerbahçe Yönetimi ve taraftarı mutsuzdu.. Norveç dönüşü hafta sonu Trabzonspor ile karşılaşacaktınız.. Zaten Robin van Persie gibi bir kriz de kredinizi azaltmıştı..

Size, "Hem Avrupa Ligi'nde son şansınız hem de Trabzonspor gibi güçlü bir rakiple çok zor bir maçınız var.. Çok zorlu ve uzun bir uçak yolculuğunu da içeren bu iki maçtan başarıyla çıkacağınız düşünüyor musunuz?" diye sormuştum..

Yanıtınız çok netti ve beni de çok sevindirmişti..

"Biz Fenerbahçe'yiz.. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.. Yarın Molde'yi yeneceğiz ve onlarla birlikte gruptan çıkacağız.. Trabzonspor maçı için de Nani - Van Persie gibi silahlarımız var" demiştiniz..

Grubun yenilgisiz lideri Molde'yi Ozan tufan ve Fernandao'nun golleriyle 2-0 yendiniz.. Van Persie'yi oyunun bitimine çok kısa süre kala sahaya sürdünüz..

Ardından çok zor bir uçak yolculuğunun ardından Trabzonspor karşısına çıktınız ve 2-0 galip geldiniz.. Van Persie ilk 11 oynadı ve maçın kahramanı 1 gol atıp, 1 de asist yapan Nani olmuştu..

5 yıl önceki bu zorlu etap yine karşınızda olacak.. O dönemin genç çocukları şimdinin sosyal medyayı çok etkin kullanan taraftarları oldular..

Krediniz çok daha az.. 3.5 yıldır başarılı olamayan bir Yönetim sizin arkanızda durmaya çabalıyor..

Ve siz önce Galatasaray 4 gün sonra da Olympiakos'la deplasmanda oynayacaksınız..
32 yıldır bu mesleğin içinde olan bir spor yazarı olarak size tek bir önerim var..

"Mesut Özil'i kazanın.. Onu kendi tarafınıza çekin.. O; iyi kalplidir.. İyi Fenerbahçeli'dir.. Ve iyi bir insandır.. Ama bir şeyi hiç unutmayın.. Mesut Özil Nikaragua'dan Kongo'ya, Peru'dan Haiti'ye, Nepal'den Kuzey kutsu'na kadar futbolla ilgilenen herkesin tanıdığı ve önem verdiği bir dünya yıldızıdır.. Çoğu futbolcunun düşündüğünü o yapar.. Ama Süper Lig'deki tüm futbolculardan hızlı düşünür ve yapar.."

Sayın Hocam.. Trabzonspor deplasmanının 21. dakikasına kadar bu ligin lideriydiniz ve en yakın rakibiniz karşısında deplasmanda öndeydiniz.. İkinci gol için önemli iki fırsat da yakaladınız.. Sonrasında olanlar, sadece sistemsel ya da futbolla ilgili konularla açıklanamaz..

Hakemin ilginç kırmızı kartı, Bakasetas'ın arkasında adam yattığını gördüğü halde barajı altına topu vurması.. Altay'ın kolayca üzerine gelen topu tutup, topla içeri girmesi..

Tüm bu garipliklere karşın oyuna müdahaleleriniz iyiydi.. Deplasmanda 88. dakikaya kadar oyunu dengede tuttunuz.. Szala'inin acemi bir şekilde Cornelius'a sarılıp yaptırdığı penaltıya kadar..

Sonrasında Antalya ve Konya yenilgileri de sistem dışında inanılmaz senaryosu olan maçlardı.. İki takım 4 pozisyonda 4 gol attı.. 

Son Kayseri maçı da öyle.. Kaçan penaltı, yenen iki gol, direkten dönen 4 top..
Tüm bunlara karşın size açık bir çağrım var: "Daha uzlaşmacı ve barışçıl davranın.."
Takıma, yıldız futbolcuya, camianın önemli isimlerine karşı durmayın.. Desteğinizi azaltmayın, artırın..

Evet Hocam.. Fenerbahçe Teknik Direktörü uçurtmasını en yüksekte uçurmaya çalışan küçük bir çocuk gibidir..

Ve hiç unutmayın.. Uçurtmalar rüzgarı arkasına aldıkları için değil, rüzgara karşı uçtukları için yükselirler..

Ben size inanmaya devam edeceğim.. Siz de başarıya inanın ve Fenerbahçe Camiası'nın önemli dinamiklerini artık anlayın..

Fenerbahçe baskılı oyun sever.. Fenerbahçe pas futbolunu sever.. Ve unutmayın Fenerbahçe taraftarı yıldız futbolcu sever..

Mesut Özil'i kazanın ve uçurtmanızı mümkün olduğunca yüksekte uçurmaya çalışın..
Size milli maç arasından sonraki zorlu süreçte başarılar diliyorum..