Ankaragücü'ne elendi Fenerbahçe kupada. 4 hedef vardı, hedef sayısı 3'e düştü. Taraftarın çoğunluğu bu elenmeye olumlu yönden bakmaya çalıştı. Lig ve Avrupa'daki kritik hedeflere ulaşmak adına, iki Beşiktaş maçının ve kupa konsantrasyonunun takıma ağır yük olacağını düşünüyorlardı.
Diğer bölüm ise bir süredir takımın bir düşüş yaşadığını ve eski rahat galibiyetlere giden takımın şu an olmadığını söyleyip farklı yenilginin okuna girmişlerdi.
Ben hangi taraftayım?
Ben gelecek tarafındayım.
Geçmiş, geçmişte kaldı.
Fenerbahçe kupadan elendi... Kötü oynadı, farklı yenildi ve elendi.
Bunda en önemli faktör birbirine tam olarak uyum sağlamamış çok sayıda oyuncuyu yan yana oynatmak, hatta Osayi gibi bazı isimleri hiç alışık olmadığı yerlerde maça başlatmaktı.
Peşpeşe gelen iki gol İsmail Kartal'ın da hatasını anlamasına neden oldu ama Ankaragücü'nün dirençli oyunu Fenerbahçe'nin maça ortak olmasını önledi.
Kupa sınavında ortaya çıkan bir tablo var. Ankaragücü son derece diri, istekli ve mücadeleci oynadı. Galatasaray maçının çok aksine. Aynı Samsunspor, Adana Demirspor, Trabzonspor gibi Fenerbahçe karısında daha motive olmuş bir takım vardı.
Bu aslında beklenmeyen bir durum değil. Yıllardır bazı takımların Fenerbahçe'ye karşı hangi durumda olursa olsun daha motive olduğunu görüyoruz... Geçen sezonki Giresunspor'un aldığı bir puan sonrası sergilediği tavır gibi...
Aslında tüm takımlar, tüm maçlarda, tüm güçleriyle mücadele etmeli ve sahaya olabilecek en iyi kadrolarını sürmeli. Ama sürmüyorlar.
Bu bir bahane mi? Olmamalı. Fenerbahçe'yi çok uzun süredir takip eden biri olarak sarı-lacivertli renklerin şampiyonluğa ulaşabilecek tüm faktörlere sahip olduğunu görüyorum. Atina'daki finale gedebileceğini görüyorum.
Çok daha zor ortamda, Aykut Kocaman'lı takım Avrupa'da yarı final oynamış, şampiyonluğu son maçta kaçırmış, üst üste iki kez Türkiye Kupası'nı kazanmıştı.
Şimdi o kaotik ortamlar, finansal güçlükler çok fazla yok. Üstelik Aziz Yıldırım'ın son açıklamasıyla muhalefet bile bir olma yolunda çok da önemli bir adım attı.
Bu ortam takıma destek olarak güçlendirilmeli.
Kazanmak, özgüveni, özgüven kazanmayı tetikler.
O zaman iş oynanacak ilk maçı kazanmak.
Sonra... Sonraki ilk maçı kazanmak. Sezon bitene kadar kazanarak ilerlemek.
Fenerbahçe'nin bunu yapabilecek gücü var.
İsmail Kartal için de bir mesajım var;
Fenerbahçe çok uzun süredir böylesine iyi bir performans göstermemişti. Dünkü maçın kaybedilmesinin baş sorumlusu olan İsmail Kartal bu yüksek performansı oluşturdu.
Onun hatalarından kaybedilen turlar var. Onun hatalarından giden bir Türkiye Kupası var.
Ama kazanılacak daha önemli hedefler de var.
Bu hedeflere ulaşmak için İsmail Kartal'ın yalnız bırakılmaması gerek.
Ben İsmail Kartal'a güveniyorum. Ben takıma güveniyorum.
Fenerbahçe taraftarı da güvensin.