Jorge Jesus'lu Fenerbahçe'yi durdurmak kolay değil

Sezon başından beri Fenerbahçe'yi dikkatle izliyorum.. Büyük bir değişim var sarı-lacivertli camiada.

Dikkat edin; takımda demedim, camiada büyük bir değişim yaşanıyor. Bu değişimin birkaç önemli noktasına göz atalım birlikte.

Ali Koç önemli bir süredir sadece ve sadece Jorge Jesus'la yapıyor transferleri.. Oluşan opsiyonları o kabul etmezse geri çeviriyor.. Seferovic, Weghourt, Maxi Gomez'de olduğu gibi.

Yönetim sadece işini yapmaya başladı artık.

Tribündeki taraftarlar; skor ne olursa olsun, bir önceki maçta ne sonuç alınırsa alınsın satada koşuyor ve 90 dakika takımını destekliyor.. Oyuncu ayırmıyor, eskiyi yerle bir etmiyor hemen.. İrfan'a, Mert Hakan'a, Ferdi'yi yeni transferler gibi coşkuyla yaklaşıyorlar..
Ve Jorge Jesus.. Değişimin ve dönüşümün mimarı.

Gözlerimin önünde sahaya girdi Portekizli.. Maç biter bitmez çılgınca bir zekayla Kiev kalecine; "Hadi şimdi yat" dercesine işaretler yaptı.. Sonra takımı tribünlere götürdü.

Her maç ayrı bir onbir çıkartıyor derken, Kayseri maçıyla Kiev maçının onbirinde tek oyuncu farklılığı vardı.

Beraberlik golünü yedikten 3 dakika sonra forvetteki 3 oyuncuyu birden değişitirp; Batshuayi, Valencia, İrfan Can'ı oyuna sürdü.

Jesus yeri gelince hakemlere sert işaretler yapıyor.. Yeri geliyor ısınmasını beğenmediği Lincoln'u maçı bırakıp haşlıyor.. Yeri geliyor hiç çekinmeden ve korkmadan, "Kiev çıksın istiyorum" diye karşısındaki "Kurnaz Rumen'e" meydan okuyor.

Jesus iddialı.. 68 yaşında ama Temmuz sıcağında takımla birlikte antrenmanda koşan bir yapıya sahip.

Gösteriyor ki; sildiğini tam siliyor.. Affı yok.

Tuttuğunu tam tutuyor.. Arkasında durduğu adam penaltı kaçırmış, kötü oynamış, yazarlar eleştirmiş umrunda değil.. Korkusu yok.

Basın toplantısında; "Burada çok sayıda bayan gazeteci var.. Bu çok güzel.. Portekiz'de de böyleydi" diyor ve 6 güzel gazeteciyle fotoğraf çektiriyor.

Sır tutan biri olduğu belli.. Takımı gol attığında heykel gibi elleri bağlı durabilmesinin başka bir anlamı yok çünkü.. Kinini, hırsını, öfkesini dışa vurmuyor hemen.. Belki intikam yemeklerini tam soğuk yemiyor, ama mutlaka planını yapıyor ve ılıkta olsa, Lucescu örneğindeki gibi, hesabını görüyor.

Valencia'nın gördüğü kırmızı kartta tüm caima hakeme öfke saçarken, o; "Kötü oynadık.. Bir daha böyle oynama hakkımız yok" diyor.. Hakemin kötü futbola ya da kötü oynayan futbolculara kalkan olmasını istemiyor.

Kötü günde ne yapacağını artık çok iyi biliyor çünkü.. O kadar final kaybetmiş ki. Bu kez final güzel olsun istiyor.