Süper Kupalar'la birlikte futbola olan özlemimizi dindirmeye başladık.. Haftaya Süper Lig dahil birçok önemli lig start alıyor.
Özellikle Liverpool'un Manchester City'yi 3-1 yendiği ve tüm dünyanın dikkatle izlediği Community Shield karşılaşmasında yeni sezonla ilgili önemli veriler ortaya çıktı.
İngiliz futbolunun en önemli maçlarından birinde, Wembley'deki finalde hakem Craig Pawson ve yardımcısı City'nin Alvarez'le attığı ilk golü önce "ofsayt" nedeniyle geçersiz saydı.. Ardından yaklaşık 4 dakikalık incelemenin ardından "gol" kararı çıktı.
Bu pozisyonun hemen ardından bu kez Liverpool'un Darwin Nunez'le geliştirdiği atakta top net bir şekilde Dias tarafından elle kesildi.. Tüm Liverpool'lu futbolcuların, taraftarların hatta maçı anlatan Ercan Taner - Engin Kehale ikilisinin "penaltı" dediği bu pozisyondan "devam" kararı çıktı.. Liverpool'un atağı sona erdikten sonra VAR hakemi John Brooks'un uyarısıyla Pawson pozisyonu seyretti ve "penaltı" kararını verdi.
Kısacası dünyanın en organize futbol ortamındaki, en kritik maçlarda bile hakemler korkunç hatalar yapabiliyor..
XXX
Bu maçın en çok konuşulan yönlerinden biri de Haaland'ın kaçırdığı net gollerdi.. Sezonun ilerleyen kısmında City için büyük bir silah olacağını düşündüğüm Haaland yeni takımıyla çıktığı ilk resmi maçında golle buluşamadı ve eleştiri oklarının hedefi oldu.
XXX
Bu önemli maçın göze çarpan iki yönünü size aktarmaya çalıştım.. Buradan Süper Lig'e ve şampiyonluk adayı takımlarımıza bir göz atalım.
Sabri Çelik başkanlığındaki yeni MHK'yı yine zor bir sezon bekliyor.. Her maçta sosyal medyanın da dev etkisiyle yapılacak hatalar veya VAR'dan dönen kararlar, ya da VAR uyarısıyla gelen goller, penaltılar büyük tartışma yaratacak.. Buna hazırlıklı olmalıyız.
İçinde unsan unsuru bulunan herşey "hataya" açıktır.. Futbolun içindeki hakem hatası mutlaka olacaktır ve büyük tartışmalar yaşanacaktır.
Burada önemli olan ingiltere'deki dev finalde olduğu gibi, "geç de olsa", "VAR uyarısıyla da olsa" adaletin sağlanması ve hak edenin hak ettiğini alması olmalıdır.
XXX
Herhangi bir takımın kollandığı, herhangi bir takımın "avantajlı konuma" getirildiği bir lig istemiyor Türkiye.. Ve Türk futbolseverleri.
Hangi takım şampiyon olursa olsun, VAR'dan temiz kararlar çıksın.. Artık sahada maç yönetmeyecek ve sadece ekrana konsantre olacak VAR hakemleri de, orta hakemin hatalı olduğu her noktada bile devreye girip adil kararlara yön vermeli.
Gri pozisyonlarda ise FIFA ve IFAB orta hakemin kararına uyulmasını istiyor.. MHK da hakemlerine bu yönde talimat vermeli ve hakemin kararları "gri pozisyonlar için" esas olmalı.
XXX
Trabzonspor'un 4-0 galibiyetiyle biten Süper Kupa maçı da yeni sezondaki futbol rekabeti açısından önemli işaretler verdi.
Ağustos'un son bölümünde Şampiyonlar Ligi'ne katılabilemek için play-off oynayacak bordo-mavili ekip hem moral buldu hem de yaklaşık 1 yıl içinde 3. kupayı da müzesine taşıdı.
Fırsatçı yapısıyla iki gol birden atan Cornelius, kanatları iyi kullanan Larsen - Eren ikilisi ve takımı orkestra şefi gibi yönlendiren Hamsik maçın öne çıkan isimleriydi.. Hazırlık maçlarında yediği gollerle eleştiri alan Uğurcan da geçen sezon olduğu gibi kalesinde çok başarılıydı.
XXX
Kiev'e şok bir şekilde elenen Fenerbahçe'de ise transfer süreci hızlandı.. Başkan Ali Koç'un, "Bir sol bek, bir kaleci ve bir santrafor alacağız" ifadesi eksikleri net bir şekilde ortaya koyuyor aslında..
Sezon başından beri bu bölgelere transfer yapılmaması ve 9 ismin kadroya katılması da yönetimin en çok eleştirildiği konu.
Tüm bunlara karşın Fenerbahçe'nin geniş kadrosu, Jorge Jesus'un tecrübesi ve iç sahadaki taraftar desteğiyle ligi domine edecek takımlardan biri olacağını söyleyebiliriz.
XXX
Seçim sonrası transfer çalışmalarına hız veren Galatasaray da; Seferoviç, Dubois, Sergio Oliveria, Abdülkerim ve Kazımcan gibi isimleri kadrosuna kattıktan sonra, defansif orta saha hamlesi için en iyi alternatifi bulmaya çalışıyor.
Tıpkı Fenerbahçe gibi Galatasaray'ın da iç sahadaki maçlarda rakiplerine net bir üstünlük sağlayacağını bekliyorum yeni sezonda.
XXX
Beşiktaş cephesinde ise ilginç gelişmeler oluyor.. Sezon başlamadan, "Valerien Ismael'e 5 hafta süre verildi" iddiaları ve Yönetim'in bunu yalanlayan açıklamaları gündem oluşturdu.
Açıkçası Ismael'in takımı, "bütünlük" ve "hücum gücü" olarak hem Şenol Güneş'in hem de Sergen Yalçın'ın oluşturduğu kadroların gerisinde.. Weghorst, Cenk, Muleka çok iyi hücum silahları ama üçünün birden sahada olması çok zor.. Ghezzal'ın ortaya kaydırılıp kaydırılmayacağı, Josef'in sakatlığında orta sahadaki defansif aksiyonların nasıl olacağı da başka bir sorun.
Disiplinli ve mücadeleci bir futbol oynayan Beşiktaş'ın Rıdvan'ın yerine alacağı iyi bir sol kanat ve Salih Uçan'ın takıma monte edilmesiyle daha iyi futbol oynayacağı görüşündeyim.
XXX
Galatasaray ve Fenerbahçe için ifade ettiğim konu bu sezon ligin aanhtarı olacak şampiyonluk adayları açısından.. İç sahada güçlü kadrolarla rakiplerini yenmeye yakın olan 4 şampiyonluk adayı içinde "deplasmanda en çok puan toplayan takım" şampiyonluğa daha yakın olacak.
XXX
Konferans Ligi elemelelerinde tur atlamayı başaran Başakşehir ve Konyaspor'la', Nuri Şahin'in Antalyaspor'u da Süper Lig'de yenilmesi zor ve üst sıraları zorlayacak ekipleri görünümünde.
Yeni sezonun tüm takımlarımıza, Federasyon'a, hakemlerimize, medyamıza ve futbolseverlere hayırlı olmasını diliyorum.
Umarım hak eden şampiyonluk ipini göğüsler.