“Beşiktaş bu oyun temposu ve kaliteli kadrosuyla şu anda ligin favorisi.. Önümüzdeki hafta Galatasaray’la oynayacaklar.. Şenol Güneş’in nasıl bir kadro çıkaracağını bilmiyorum.. Ama Galatasaray’ın da kolay pes edeceğini sanmam.. Hatta çoğu kişinin aksine Galatasaray derbiyi kazanırsa şaşırmam. Galatasaray’ın kazanmasını bekliyorum ama şunu da ekleyeyim.. Beşiktaş kaybetse bile ligin en iyi takımı ve şampiyonluğun en önemli favorisi..”
XXX
Akhisar deplasmanı sonrası Beşiktaş’la ilgili düşüncelerim ve derbi yorumum böyleydi.. Galatasaray kazanır, diye düşünüyordum.. Hafta içi yaşanan gelişmeler sonrası düşüncem “Galatasaray kaybetmez” olarak değişti..
Çünkü Beşiktaş’ın ayakları yere basmaya başladı.. Rakibin ciddiyetini anladılar.. Bruma’nın Sneijder’in, Eren’in, Muslera’nın varlığı bu derbiyi bir şampiyonlar Ligi atmosferine getiriyordu..
Harika bir stat.. İki takım taraftarının da yer aldığı harika bir atmosfer.. Müthiş bir zemin.. Çok güzel bir hava.. Hatalar yapsa da kimseden çekincesi olmayan, gördüğünü çalmaya çalışan gencecik bir hakem..
Derbinin güzel geçmesi için bütün faktörler vardı.. İş artık teknik adamlara kalmış gibiydi.. Takımını tutmaya çalışan, savunmayı daha çok düşünen zorlanacak gibiydi..
Ama bütün hesapları alt üst eden bir gol geldi maçın başında.. Duran top yine derbide öne çıktı.. Beşiktaş savunmasının yerleşim hatasından eren gibi önemli bir santrfor topla kaleye girdi..
Golün şoku Beşiktaş’ı telaşlandırdı, sinirlendirdi.. Oğuzhan oyunda yoktu.. Olcay olumlu hareket yapmaktansa faullerle kart aradı.. Talisca’nın olmayışı Beşiktaş’ın son iki maçta yaptığı olumlu hareketlerin de azalmasına yol açmıştı..
XXX
Karşı taraf daha sakindi.. Riekerink’in sakinliği takıma yansıyor, Selçuk-Tolga-Sneijder üçlüsünün uyumu topun Galatasaray’da kalmasını sağlıyordu..
Devreye 1-0 girmek şenol Güneş için çok da korkulacak bir durum değildi.. Konya’da da, Lizbon’da da altından kalkmışlardı bu tür skorların.. yine oyuncu değişikliğine gidecekti Güneş..
Gidecekti de devre 1-0 bitmedi.. Son yıllarda izlemediğimiz kadar güzel bir “slalom” golü izledik.. Bruma’nın hareketlerini Messi’den görmeye alıştığımız tarz oyuncu eksiltmelerini izlerken son vuruşu merak ediyordum.. Son vuruş da C.Ronaldo tarzı 1.sınıftı..
Artık fark ikiydi..
XXX
İkinci yarı Galatasaray o kadar çok baskı altında kaldı ki orta alan üçlüsünn pas trafiği yerini rakibi durdurmak için koşuşturmaya ve mücadele kazanma çabasına bıraktı.. Galatasaray istemese de kendi ceza alanına doğru yığılmaya başladı..
Bu oyun tarzını çok seven Quaresma öne çıktı.. İkinci yarı oyuna giren Talisca ve Aboubakar rakip savunmayı yordular, fauller kazandırdılar..
Yine de Galatasaray bir duran topta kademe hatası yapmasa, Chedjou topu seyretmese derbiyi istediği sonuçla bitirebilirdi.. Marcelo Osmanlıspor maçındaki gibi yine Vodafone Arena’nın golcüsü oldu.. Işığı yaktı.. Umudu son 15 dakikaya taşıdı..
Beraberlik golürnde Cenk’in harika kaçışı ve nefis vuruşu önemliydi. Ama Chedjou ikinci asisti yaparcasına yine önünden geçen topa müdahale edemedi.. Anlaşıldı ki Galatasaray’da ciddi bir stoper sorunu var.. Durdurması gerekenler rakip forvetler için nimet sanki.. Muslera’nın ne düşündüğünü düşünmek zor..
XXX
Skor 2-2.. Henüz 5 hafta geride kaldı ve iki takım da yenilgi yüzü görmedi.. İyi futbol oynuyorlar.. Pozitif düşünen iki teknik adama sahipler.. Kadroları güçlü..
Bu skora Fenerbahçeliler sevindi mutlaka.. Ama erken sevinmeseler iyi olur.. Fenerbahçe yaralarını sarmak zorunda.. Oyun temposu ve orta sahadaki kaliteyi görünce Beşiktaş’ın Galatasaray’ın da Fenerbahçe’den önde olduğunu kabul etmek gerekir..
Gaziantepspor karşısında alınacak bir galibiyet farkı 4’e indirecek.. İndirecek ama o fark üstteki bütün takımlarla nasıl kapanacak orası soru işareti..
Sonuçta futbolu seviyorsanız derbi sizi doyurmuştur.. Fenerbahçeli olsanız da oynanan futbol keyif vermiştir..
O zaman iki takıma da teşekkür edelim.. Yürekli mücadeleleri ve güzel golleri için..
YORUMLAR