Biraz geriye gidelim.. Kasım ayının ortaları.. A Milli Takımımız Budapeşte'de Macaristan'la karşılaşıyor.. Kazanırsa B Ligi'ni lider bitirecek ve Avrupa futbolunun en elit takımlarının mücadele ettiği A Ligi'ne yükselecek.
2-0 yeniliyoruz ve bırakın A Ligi'ne yükselme hayallerini, Rusya-Sırbistan maçının skoruyla kendimizi bir anda C Ligi'nde buluyoruz.. Yani açıkça "küme düşüyoruz.."
2-0 kaybettiğimiz maçta Burak Yılmaz sakatlığı nedeniyle yok.. Santrafor başlayan Cenk Tosun Everton'da aylarca forma giyememiş durumda ve formsuz.. Yani bir maçta "Gol gücümüz kadar konuşup", iki kontra golle kaybediyoruz.
Gelelim bugüne...
Salı gecesi Fenerbahçe Sivasspor'la karşılaşıyor.. Diğer maçlardan gelen haberler çok ilginç.. Beşiktaş yenik durumda.. Fenerbahçe maçı kazansa lider olacak ve şampiyonluk için sadece Kayseri maçını kazanması gerekecek.
Ama tam o anda Fenerbahçe'de golü kalesinde görüyor ve devreye 1-0 geride giriyor.. Bu arada Galatasaray Denizli'de beklenen bir skorla 2-0 önde.
İkinci yarılar bir anlamda 3 takımın kaderini belirleyecek nitelikte.. Ama maçlar bittiğinde Beşiktaş ve Galatasaray'ın durumu son haftaya taşınıyor.. Kaderi belli olan takım Fenerbahçe.
Kazansa şampiyonluğun en büyük adayı olacak takım, kaybediyor ve son haftaya üçüncü giriyor.
Çok pozisyon ürettiği bir maçı daha "golcü - bitirici" eksikliği nedeniyle kaybediyor Fenerbahçe.. Sezonun 7'nci iç saha yenilgisini alıyor ve Emre Belözoğlu yönetiminde de ilk kez maç kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.
Yengilgide hata kimde?
Fenerbahçe'nin Emre Belözoğlu ile oynadığı 8 maçlık süreçte Mesut - Pelkas ikilisinin yan yana oynamaması gerektiğini belirtmiştik.. Fiziki direnci düşük, savunma anlamında geride olan bu ikilinin yanına, İrfan Can ve Mert Hakan gibi daha çok hücumu düşünen oyuncular da eklenince; Malatyaspor, Alanyaspor, Sivasspor gibi takımları yenmek zorlaşıyor..
Bir de net bir golcün yoksa, sağ forvetten devşirme Valencia'ya ümit bağlamışsan yapacak fazla bir şeyin kalmıyor.
Bu takımın son iki haftaya kadar şampiyonluk iddiasını taşımasında Emre Belözoğlu'nun önemli payı vardı.. Ama Sivasspor maçının kaybedilmesinde de yine Emre Hoca'nın önemli payı bulunuyordu.
Ankara'dan pazar sabaha karşı döndü Fenerbahçe.. Pazartesi hafif bir ter idmanı. Pazartesi tek takım idmanı.. Ve salı maç.. Topu topu 72 saat sonrası yeni ve çok daha zorlu bir rakibe karşı oynamak.
Emer Belözoğlu bu yorgunluğu ve fiziki durumu düşünüp takım yaşını mutlaka küçültmek ve hızını arttırmak zorundaydı.. Ama yapmadı.
Maçı bitiren takımda 30 yaş üstü futbolculara bakalım: Gökhan Gönül, Gustavo, Tisserand, Caner, Sosa, Mesut, Cisse, Valencia.. Bu kadar yaş ortalaması yüksek bir takımın, diri ve iyi yardımlaşan bir rakibi mağlup etme zorluğu çok ama çok fazladır.. Tıpkı Alanya, Malatya maçlarında olduğu gibi Sivasspor da pres yaparak Fenerbahçe'yi durdurdu ve hataları iyi değerlendirdi.
Peki ne yapmak gerek?
Şimdi soğukkanlı olma zamanı.. Her sezon, her kaçırılan fırsatın ardından takımın tüm yapısını bozacak şekilde "Teknik adam istif etmeli", "Bütün oyuncular yollanmalı", "Yapı tamamen değişmeli" söylemlerini artık normal karşılıyorum.. Ama 72 saatliğine.. Sonra beynimizin soğumasıyla birlikte daha sakin ve akli düşünmek ve öyle hareket etmek gerek..
Galatasaray'da Başkan Cengiz ortada yok.. Varken de Fatih Terim'le kavgalıydı.
Takımda maaşlar ödeniyor mu ödenmiyor mu belliği değil.. Tarihin en karışık kongre ortamlarından biri yaşanıyor.. 12 futbolcunun sözleşmesi veya kiralık kontratı bitiyor. Terim'in sözleşmesi de bitiyor bu arada.. Yani belirsizlik dizboyu.
Ama ne yaptı Fatih Terim? Her şeye, tepkilere, geride olmanın getirdiği eleştirilere, kayıplara, yenilgilere kulağını tıkadı.. Sadece ve sadece en iyi bildiği işi yaptı ve sahaya odaklandı.. Kumbarasına 1 puan, 1 puan, 3 puan, derbi galibiyeti biriktirdi.. Kötü oynadığı maçlarda 90'lar sonrası atılan gollerin önemini vurguladı.. Ve bugün şampiyonluk şansına sahip oldu.
Fatih Terim ilk göreve geldiğinde Ali Sami Yen'de Fenerbahçe'den 4 yemişti.. İkinci göreve geldiği ve 50 milyon dolarlık transferlerin yapıldığı sezon hüsran şeklinde geçti.. Ama hem Galatasaray'ın hem Türk Futbol Tarihi'nin en başarılı teknik direktörü şu an.
Fenerbahçe ve Beşiktaş da bu ortamda sakin kalmalı.. Beşiktaş Sergen Yalçın'ı, Fenerbahçe Emre Belözoğlu'nu kolay kolay harcamamalı.
Sergen Yalçın bırakın kazanmayı, Alanya, Beşiktaş, Trabzonspor, Galatasaray, Karagümrük maçlarında avantajı varken "skoru tutabilse" bugün uzak ara liderdi.. Tüm bunlara geçelim.. Galatasaray'dan üçüncü golü yemese bugün farklı bir durumu konuşuyor olurduk.
Aynı şekilde Fenerbahçe Sivasspor maçında gol atamadığı anlarda savunmada daha dirençli, sahada daha genç bir takım oluşturabilse belki son dakikalarda gelebilecek bir golle bugün liderdi.
İki teknik adam da gol yememe konusunda zaaflarını gösterdiler.. Ve Fatih Terim'in işini kolaylaştırdılar.
Son hafta ne olur?
Peki kim şampiyon olur? Ben Beşiktaş'ın Gözteye'yi yenme ihtimalini, Galatasaray'ın Malatya'ya 4 atma ihtimalinden daha kuvvetli buluyorum.. Tabii ki iki takımın rakipleri de sahada bütün güçleriyle mücadele ederlerse.
Herkese iyi bayramlar, Süper Lig'e de güzel bir son riliyorum.
Sevgiyle kalın...
YORUMLAR