A Milli Takımımız çarşamba akşamı bir anlamda kader maçına çıkacak Bakü'de..
İtalya karşısında sadece ilk yarıda savunma anlamında direnebilen, ikinci yarıda ise dağılan bir görüntü çizmiştik..
Bugüne kadar oynanan maçlara baktığımızda Belçika'dan fark yiyen Rusya da, Avusturya'ya 2 farklı yenilen Makedonya da, Çek Cumhuriyeti'ne karşı Schick'i durduramayan İskoçya da hücum anlamında bizden iyi oynadılar..
Açılış maçında İtalya'nın çok üstün görünmesinin ana nedeni; 10 numara özelliğine sahip iki oyuncu, yani Hakan Çalhanoğlu ve Yusuf Yazıcı'yı orta saha civarında rakibi durdurmakla görevlendirmemizdi.. Oysa İtalya bizden ne kadar üstün olursa olsun biz kendi hücum yapımızla sahada mücadele etsek bu futbol farkı ortaya çıkmazdı...
Ve Galler maçı... İsviçre karşısında hücumda etkisiz bir görüntü çizen Bale ve arkadaşları Petkovic'in 1-0'dan sonra takımı geri çekmesi, Shaqiri'yi dışarı alması ve oyun taktiğini savunma üstüne kurmasıyla beraberliği sağladı.. Biz Galler'e karşı hangi onbir ve hangi taktikle mücadele edeceğiz, ana soru bu..
Şenol Güneş de Galler'in İsviçre ile oynadığı maçı seyretti.. Ama maçın oynandığı saatlerde Bakü havalimanına yeni iniş yapıldığı için maçın bir bölümünü, o da en iyi ihtimalle takım otobüsünde seyretme şansı buldu...
Tabii ki maçın ardından videodan iki rakibini de dikkatle incelemiştir tecrübeli teknik adam..
Ve umarım artık bir gerçeği görmüştür..
Embolo Galler'e en ters gelen oyuncuydu.. Bize de Insigne ve Berrardi ters geldi.. İtalyanlar'ın en zorlandığı oyuncu Cengiz'di.. Belçika Lukaku ile çok etkili oldu.. İngilizler Phillips'in hazırladığı pozisyonda Sterling'le golü buldu..
Liste böyle uzayıp gidiyor.. Tüm bu oyuncuların ortak özelliği çok süratli oluşları.. Biz ise İtalya'ya karşı çok yavaş hücum etmeye kalktık ve her ağır hamlemizde topu kaybettik..
Şenol Güneş'in Halil Akbunar'ı kadrodan çıkarmasına çok şaşırmıştım.. Aynı şaşkınlığı İtalya maçının kadrosundan Kerem'i çıkarmasında da yaşadım..
Elimizde hep aynı tür "merkez orta saha" oyuncuları var.. Fark yaratan, depar gücü yüksek, adam eksilten isim ise çok az..
Galler futbolu her ne kadar 4 yıl önce beklenmedik bir zirve yapmış olsa da bizim çok gerimizde.. Mutlaka sakin olmalı ve onlara gol şansı tanımamalıyız..
Gareth Bale'in isminden korkup; James'i, Moore'u, Allen'i unutmamalıyız.. Özellikle soldan çıkışlarda Ben Davies'e dikkat etmeliyiz..
Peki bizim onbirimiz nasıl olacak?
İtalya karşısında son golde hata yapan Uğurcan'ın kalede olacağını düşünüyorum.. Savunmanın göbeğinde formsuz gözüken iki isimden Merih'in yerine Kaan Ayhan'ın tercih edilmesi de daha doğru bir hamle olur..
Bu maçta Yusuf'un kenarda bekleyeceğini, Cengiz'in ise onbirde başlayacağını sadece ben değil, Milli Takım'ı takip eden tüm arkadaşlar dile getiriyor.. Yine hücum hattında yer alan Kenan Karaman'ın yerine ise İrfan Can'ın maça başlayacağı ifade ediliyor..
Bu tamamen yeni bir onbir demek.. Umarım Galler karşısında Şenol Güneş'in bu hamleleri tutar ve İsviçre karşısına "3 puanlı takım" olarak çıkarız.. Aksi bir senaryoda Euro 2016'da olanları hatırlamak yeterli..
İtalya eğer İrlanda'dan 1 puan alsaydı tur atlamıştık.. Ama son maça yedek kadroyla çıktıkları için Çekler'i yenmemize karşın turnuvanın dışında kaldık..
Bu kez aynı gruptayız İtalya'yla ve ikide iki yapma ihtimalleri yine yüksek.. Son maçta Galler'e karşı daha düşük ritimli bir oyun ve yedeklerle çıkabilirler.. Galler bizden de puan alırsa bir anda kendini ikinci sırada bulabilir..
Galler karşısında en göüvendiğim oyuncu olarak Cengiz'i gösterebilirim.. Belki aylardır onbir oynamıyor ama "Bizim Çocuklar" arasında çağın gerektirdiği özelliklere en yakın forvet Cengiz..