Galatasaray bugün Portekiz’de Porto’dan puan alamamış olabilir;
ama bugün Galatasaray, esas evinin Avrupa olduğunu bize bir kez daha gösterdi.
Çalkantılı bir süreçten geçen bir yönetim, maddi kısıtlamalardan dolayı ancak belli ölçüde, geçen sene ki Şampiyon takıma yapılmış takviyeler; ve bugün Portekiz’de Porto’yu yenemeden döndüğümüze üzüldüğümüz bir 90 dakika.
Son 1.5 yıldır Galatasaray’ın belki de en iyi deplasman performansı. Galatasaray’ın deplasmanlarda iyi oynaması için illa Avrupa’da olmasına ihtiyaç varsa; otoritelerden rica edelim, Süper Lig de dış saha maçlarımızı en kötü Edirne’de oynayalım; belki istediğimiz sonuçları daha iyi elde ederiz.
Galatasaray’da bugün eksikler vardı muhakkak. Özellikle N’Diaye’nin cezalı olması, koskoca kadroda tek resmi forvet Eren Derdiyok’un sakatlık sebebiyle oynayamaması, büyük handikap.
Ancak, orta sahada özellikle Donk ve Fernando’nun ortaya koyduğu mücadele ve Fernando’nun yeri geldiğinde harika uyguladığı tek pas oyunu, ender de olsa Galatasaray’ı özellikle ilk yarı pozisyonlara dahi soktu.
Eren Derdiyok’un eksikliğinde Sinan Gümüş’ün santrafor oynamasını, ne yalan söyleyeyim adını ilk 11 de gördüğümde yadırgadım. Şaşırmadım ama yadırgadım. Elimizde daha iyi bir opsiyonun olmadığını transfer dönemi kapandığı andan beri ifade ediyorum. Şimdi bu ifademi iki adım öteye taşıyorum; Sinan Gümüş bu takımda kesin forvet oynamalı!
Sezon başladığından beri Fatih Hoca Sinan’ı forvet arkasında oynatıyor ve sezon başından beri Sinan kayıp. Aslında kayıp değilmiş bugün onu gördük. Sinan’ı forvet arkasına ya da kanata sıkıştırmak bir F1 aracını Off-Road da yarıştırmaya çalışmakmış. Sinan bugün yerini buldu. İlk defa ileride oynadı. Hareketli bir oyun tarzı var, topla dikine çalım atarak oynabiliyor, golü koklayabiliyor, pozisyona girebiliyor. Bugün tek eksiği goldü.
Size bir soru sormak istiyorum? Geldiği günden beri soruyorum. Bu Belhanda ne oynar?
Belhanda’yı bugün özellikle iyi niyetle seyrettim, Bağdat Caddesi’nde amaçsızca durmadan dolaşan ergenler gibi sahada gezdi durdu. Olumlu ya da olumsuz katkısı yok, ha ama katkı yaptığında mutlaka bu olumsuz kategorisinde oluyor. Belhanda’nın olduğu her maç bir kişi eksik oynuyoruz.
Sakatlığı tam geçince, bu takımın Selçuğa net ihtiyacı var. Lakin oyuna girer girmez, en önemli 2 koşan silahımız Rodrigues ve Onyekuruyu topla buluşturmayı O düşündü. Belhanda ise sadece düşündü, ve sadece vardı.
E peki madem sahada olumlu bir Galatasaray vardı, neden kaybetti?
Ofansif bakınca, son vuruş, son vuruş, son vuruş. Sinan’ın yeni pozisyonu için extra gol idmanları yapması lazım. Ve hele ve hele Lokomotiv maçından bu yana girdiği her pozisyonu saçma sapan heba eden Rodrigues’in de bir silkelenmesi lazım.
Genel bakınca, açıkçası Porto sahayı bizden daha iyi kullandı. Yerleşimi ve dağılımı bizden çok daha olumlu idi. Her pas oyununda mutlaka pas verecek arkadaşlarını çok rahat buldular; Galatasaray ise kümelenerek oynayıp, yine kendisine istediği alanları yaratamadı; ki kornerden yediğimiz o golde de, yine 2 Galatasaraylı bir tarafta dip dibe, 3 Galatasaraylı diğer tarafta dip dibe. Marega kariyerinin en rahat kafa gollerinden birini atmış olabilir.
Yoksa Porto, Galatasaraydan üstün bir takım değil. İyi ayaklara sahip, Casillas gibi artık efsane olmuş bir kalecileri var; temiz futbol oynuyorlar.
Casillas demişkem ufak bir paragraf da kaleciler için açalım; her iki takımın kalesinde Muslera ve Casillar kalibresinin altında kaleciler olsa, emin olun bu maç bol gollü biterdi. Takımlarına, skora, oyuna katkıları; her ikisinin de olağanüstü.
Uzun lafın kısası; Galatasaray Şampiyonlar Liginde, Süper Lig’de oynadığı futbolun üstünde oynuyor. Eksik yönlerini geliştirirse, iç sahada 9 puan toplama ihtimali çok yüksek; dış sahada ki Lokomotiv Moskova, ya da en azından seyirci desteği ile bir iç sahamsı olacak Schalke maçından puan veya puanlar çıkartabilecek seviyede.
Ancak önümüzde bir Antalyaspor maçı var. Orada da açıkçası Porto ciddiyeti ile oynamamızı bekliyorum. Lokomotif sonrası arzusuz oynadığımız Akhisar maçını tekrarlamamamız lazım.
YORUMLAR